Ve izledim...
Değerli Şeflerim, keşke bu tip programlar banttan değil canlı verilebilse... Mutlak bu formattaki canlı yayınında, tamamen yayın içeriği yiyecek ve içecek ile ilgili TV. Kanalında ayrılacak yayın süresi birlikteliğinde mümkün olabilir... Neden bunu ifade ettim. Özellikle bu sektöre gönül vermiş bizler ve yayınla kitlelere ulaşan gönültaşlarımızın bir sonraki yayınlarına değerlendirmelerimiz ile katkıda bulunabilme isteğimizdir. Paket halinde tümden hazırlanmış bu yayınların sunumunun nitelendirilmesinde bir önceki yarışma örneğinde olduğu gibi, şeflerin hem mesleki becerileri hem de davranış bozuklukları nedeniyle emeğimizin terindeki sektör çalışanlarını kirletmesidir. Bu kirliliğinin nedenlerinden biri katılımcı şeflerin bilinci ile reyting nezdinde program yapımcısının gayretidir.
Yıllardır hep ifade ederim;
Günümüz Türkiye’sin de ilk on içeresindeki TV kanallarında dönem, dönem bir sürü deli saçması programlar değişim adına sunulmaktadır. Genel sanat yönetiminin taraflarca oluşturulmadığı, tüm içeriklerinde işlenen sanatsal tema iddiası ile sunanın, oynatılanların veya icra edenin sanatçılığı ile sanat eseri olarak gösterilmesi ise en korkunç olanıdır. Sanatın ve sanatçının görkemi erozyona uğratılmaktadır. Diğer en korkunç olanı ise gerçek sanatçının, bu anlayışa zaman zaman alet edilerek hapsedilmesi veya linç edilmesidir.
Gözümüzün içeresine sokularak, beynimize kazıtılarak halk/millet nezdinde oluşturan bu veri yanlışlığının ciddi anlamda, bilimsel biçimlendirmede tartışılarak çözüm üretilmesi kesinlikle şarttır. Özellikle tarım/sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçiş idealinde, izleyenin ihtiyacına yönelik programlamak yerine, izleyici adına karar veriyoruz önyargıları sorgulanması lazım. Bu manada RTÜK zaten uzak… O zaman, bilim insanının, sanatçının yetiştirildiği eğitim kurumlarımıza ve onları yöneten değerli bilim insanına veya sivil örgütlere iş düşmektedir. Bu manada çözümü üretmek adına, stratejik yol haritası bilimin odağında belirlenmelidir. Bence tüm çabamızı, enerjimizi bu yönde kullanarak tek ses haline gelmeliyiz…
Neden bunu uzunca ifade ettim;
Değerli kardeşlerim, bu bilinçle programın formatı ne olursa olsun bulunduğumuz sektörün en üzerinde şahsiyetler olarak sizler, katılımcılığınızla temsil etme hükümlülüğünüz iki dudağınız arasından çıkacak her hecede sorumluluk getirmektedir… Davranışlar kişisellikten öteye otorite nezdinde gerçekleşmelidir… Sizler yarışamazsınız, yarıştırılamazsınız… Yarışacağınız konseptler yurt içinde ve yurt dışında bellidir. Yarıştırılırsanız, ustalığınızın sunumundaki sanatınızın, en basitinden tuzlu, az tuzlu ve tuzsuz eleştirmelerinizle karşı karşıya gelirsiniz ki bugünkü bu programda bu böyle olmuştur… Bu komiktir… Otoriteler birbirlerini onura ederler… Dikkat etmek lazım.. Ben ayrıntıdayım puanlamaya kadar harikaydı…
Bu tür programlara iştirak etmeyelim mi?
Bilakis edelim… Karşı değilim ki bu fotoğraflar beni heyecanlandırıyor, hep destekçiyimdir de beni tanıyanlar bilir… Nereden nereye geldik…
Ülkemin insanı, sektörümüzle ilgili global vizyonda öne çıkmış aşçılık sanatı ile ilgili her gün artan bilgi ve görgüsünün bilincinde çocuklarını bu sanat dalına yönlendirmeleri bir değişimdir, bu bizim rahmetle andıklaramızın ve bizlerin emeğinin karşılığındaki haklı ve gurur verici değişimdir … Artık aşçılık zanaat değil, sanat olarak gösterilmektedir. Hatta güzel sanatların bir dalı olarak gösterilmesi ile ilgili süren çabamız vardır … Bu programlar teşvik edicidir… Kontrolü; yılların emeğinde haklı olarak getirdiğimiz bu gününde, daha da ileriye götürmek hedefimizle, bizde olmalıdır… Bu programlara bilimsel formasyonda ( biçimlendirmede ) katılmalıyız…
Şahsınızda, sevgi ve saygılarımla hepinizi alın terinizden öpüyorum…
Berfend BER