Berfend BER - İstanbul 2011
Kararlığımızın destekçisiyiz...
İnşallah hep beraber bu haklı tepkimiz neticesinde muvaffak oluruz...
1998 yılında İtalya'ya yapılan benzer eylem neticesinde ithalatımızda ciddi bir düşüş olmuştu. Aynı şekilde ki daha fazlasında, Fransız ekonomisinin ciddi şekilde etkileneceği görüşündeyim... Hayırlı olsun!...
Bundan böyle Fransız mutfağıyla işim olmaz... Alain Ducasse, Patrick Souillot, Paul Bocouse, Julien Maisonneuve vb.gibileri... Benim için bitmiştir. Çünkü bu karar, Fransa parlamentosunun kararı değil her Fransız bireyini bağlayan bir karardır. Bu insanlar tarihimizi yargılayıp ecdadımızı mahkûm ederken gelecek neslimize de hüküm giydirmişlerdir.
Ben Fransızları çok iyi tanırım... Onlarla birlikte ciddi birkaç projede çalıştım... Türklüğe ön yargılıdırlar... Bizi hiç ama hiç sevmezler... Eğer ilişkileriniz varsa kanmayın... Bizi Somali insanı gibi, görür onlar… Fransız bilim adamı Alfred Sauvy tarafından, 1952 yılında ortaya konulan Üçüncü Dünya Ülkesi kavramıyla yakın tarihimizde gelişmemiş ülkeler için kullanılmasını dünya da başarmışlardır. Ayrıştırıp, asimile etmeyi severler bunlar…
Ülkemizde çalışan görevli hükümet ve özel sektör çalışanları Üçüncü Dünya Ülkesinde çalışmaları sebebiyle tazminat alırlar… Ülkemize ilk defa gelen Fransızlarla ilgili o kadar çok anekdotum var ki, anlatsam, hem güler, hem de ağlarsınız… Mesela; İstanbul Olimpiyat Stadı inşaatını yapan Fransız firma yöneticisi hava alanından valiziyle değil, elinde iki koli alüminyum folyasıyla karşılanmıştır. Hâlbuki o dönem İstanbul’un en mütenahi semtinde bile bu ürün satılmaktadır… Ama bakışları budur… Dangalak ( dank diye oturan ) heriflerdir !…
Bundan dolayı, sadece ürünlerle ilgili değil her yönde boykot sürdürülmeli... Özellikle sosyal medyadan tecrit edelim... Paylaşımlarımızdan çıkartalım... Arkadaşlıklarımızı bitirelim... Mutfak eğitimlerimizde onlardan bahsetmeyelim, örneklendirmeyelim... Fransa da ki etkinlikleri de boykot edelim. Bırakın salyangozları onların olsun...
Bir kaçı şahsıma yazmış üzüntülüyüz falan, filan... Hepsi hikâye... Dinlemem ! Yemesini, giyinmesini, sıçmasını, ticareti ecdadımızla öğrettiğimiz bir türlü ahlaklı ve dürüst olmayı öğretemediğimiz kanı bozuk bu milletin dersini her yönü itibariyle verelim... Ecdadımızın ruhlarını sızlatmayalım. Çocuklarımızı, geleceğimizi böylesi adi bir yükten kurtaralım. Mesele bu kadar vahimdir. Ülkemin yaşamsal sorunudur, bugün ve hep bugünden sonra... Ülkesinin rezil, ahlaksız, deli ve soytarı adamı Sarkozy önderliğinde tarihimize ve geleceğimize bu karar terbiyesizcene bir iftiradır.
Benim değerli kardeşim Zeki Açıköz... İsteğim bu süreçte; Her yönlü çalışmalarımızla ilgili kamoyuna bilgilendirmeler yapalım ki bu daim olsun, bitmesin... Bulunduğun makamda, durmak yok yola devam... Siz bu dönem, önderliğimizde daha çok çalışacaksınız... Gece… Gündüz… Uyku yok… Allah kolaylık versin...
